Blia Cosplay and Collection

Blia Cosplay and Collection
I Love Yoda !

6 Mart 2012 Salı

2.bölüm

"Sevgilim?" uyanmıştı kadın hafif uykusundan. ses gelmeyince gözlerini aralayarak etrafa bakındı. kimse yoktu. belki tuvalete gitmiştir diye sesini biraz daha yükselterek tekrar "sevgilim?" dedi. ama cevap veren biri yoktu. telaşlanmaya başlamıştı çünkü sevdiği adam iki eli kanda olsa uyandığında yanında elini tutuyor olmaya söz vermişti. önce düşündü, yemek yemeye çıkmış olsa? ama hayır, yemeği odaya ister, yanında yerdi yine de. durdu. hemşireyi çağırmaya karar verdi.
hemşire koşar adımlarla yanına geldiğinde kadını dürtmek zorunda kalmıştı. "iyi misiniz?" diye sorguluyordu. kadın, gözlerini aralayarak sevdiği adamı sordu. "O nerde?" hemşire şaşırmıştı bu gibi bir sebeple çağırıldığı için. çünkü onunda ilgilenmesi gereken onlarca hasta vardı ve bu çağrı cihazı acil durumlar dışında kullanılmamalıydı. oysa ki bilmiyordu hemşire, bu an o kadın için acil bir durumdu.
"bilmiyorum bayan" diye bir cevap beklememişti kadın. yaşlı kalbi sevdiği adamın yok olmasını kaldıramazdı. "sonunda o da beni bıraktı demek" dedi. "anılarımdan bi parça oldu sadece yani." hemşire hastasının alzehimerı olduğunu farkettiğinde ek olarak buna kalbin de eklenebileceğinden habersizdi ki o anda vuran küçük kalp krizi kendini belli etmişti. neyse ki hemşiresi yanında olan kadın, derhal müdahele görmeye başlamıştı ve böylece ilk krizinin altından kalkabilmişti.
yıllar gibi geçen saatlerden sonra elinin sıcaklığını farkederek uyanan kadın gözyaşlarıyla ıslanmış kolunu farketti. "sevgilim?" diyerek gözlerini araladı. yanıbaşına oturmuş elini ellerinin arasına alarak koluna başını koymuş ağlayan aşkını görünce içi burkulmuştu. "neden ağlıyorsun?" dedi.
"sana hediye almaya çıkmıştım, ama sen yokluğumda seni terkettiğimi söylemişsin. nasıl böyle bir şey aklından geçebilir?" gözlerinin içine bakıyordu sevdiği kadının. orda tek görebildiği aşktı. arkasına gizlenmiş bir korku gözyaşlarının altından kendini sadece belli ediyordu. ama yapılabilecek bir şey yoktu. şu ana kadar tüm anıları onu terketmişti ve genelde tutunduğu şeyler bunlardı hayatı boyunca. şimdi ise birtek sevdiği adam kalmııştı. O'na kızamazdı.
o küçük tatlı kalbinin bir daha böyle bir şeye dayanamayacağını söylemiştiler. böyle kötü anlar keşke onların başına gelmemiş olsaydı. hayal ettikleri gibi maceralar yaşamaya devam edebilselerdi keşke.
"bak sana ne aldım?" dedi peluş oyuncağı çıkartırken poşedinden. kadının gözlerinde ki yaşlar o büyük kahverengi gözleri terkederek süzüldüler yüzünden kırışıklıklara çarpa çarpa. "bir aslan" dedi kadın gülümsemesinin altından. "hatırlıyor musun? ilk yurtdışı seyahatimizde de aslan almıştım sana. o zaman ki de doğum günü hediyendi." kadın bir an duraksadı. önce saate baktı sanki tarihi görecekmiş gibi. ama en azından saatin daha 11 buçuk odluğunu öğrendi. "bugün benim doğum günüm" dedi sorgular şekilde. "evet" dedi adam gözlerinden dökülen yaşlarla. "teşekkür ederim hediye için sevgilim" dedi ve elini yaklaşması için oynattı. adam eğildi ve sevdiği kadının yüzüne öpücükler kondurdu.
kadın yeni aslanına sarılarak etrafına baktı. birçok çiçek, hediyelik eşyalar doluydu. sevenlerimden herhalde diye düşünerek uykuya daldı verilen ilaçlar yüzünden.
adam gözyaşlarını elleriyle silerken düşünüyordu; her sabah aynı güne uyanıyorsun kadınım, hatırlayamıyorsun. her gün, doğum günün oluyor. tam 1 buçuk yıldır...












1.Bölüm için: http://kucukurbaa.blogspot.com/2010/12/1bolum.html

Hiç yorum yok: