şarkılar çalındığı anda başlayan sessizlik gibiydi herşey...
karanlıkların kaybolmasıyla yola çıkan bir beyaz güvercin misali...
duymak istediklerinin yanında duyduklarınla alakalı birşeydir gerçek...
zaman zaman uykusuz bıraksa da...
tahta oturmuş bir padişahın yanındaki kadın gibiydi umutsuzluk...
gerçek aşkı aramış ama elde edememiş...
rüzgarların fısıltısıyla uyumaya çalışan bir aslan misali...
zaman zaman korkuların tavan yapsa da...
yaralı bir martının köpek balıklarına yem oluşuydu belki de acı veren...
kapalı kapılar ardında resmedilmek yalnızlığa...
ya da çaresizliğin gerçek tadıydı kan...
zaman zaman kötü bir tad bıraksada aşk, ağzımızda...
yeter diye bağırmak lazım bazen gün ışığı saklandığında içimize...
+
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder